Kripto Varlıklar kendi "Diner's Club anı"nı mı yaşayacak?

1949'da, Amerika Birleşik Devletleri savaş sonrası ekonomik bir bolluk dönemindeydi. Fabrikalar askeri malzeme üretiminden sivil ürünlere geçiş yaptı, orta sınıfın tüketim talebi oldukça yüksekti ve maaş seviyeleri genel olarak arttı. Böyle bir ortamda, Frank McNamara adında bir iş insanı Manhattan'da yemek yerken cüzdanını unuttuğunu fark etti ve bu durum, "Diner's Club"ı kurma fikrini doğurdu.

Bu kağıt üye kartı ilk başta sadece 27 restoranda kullanılabiliyordu ve üye sayısı yalnızca 200 kişiydi. Ancak çok geçmeden, üye sayısı 42.000'e fırladı ve ABD'nin sınır ötesinde kullanılabilen ilk kredi kartı haline geldi. 1959'da plastik kredi kartı piyasaya sürüldü; 1969'da manyetik şeritli kredi kartı doğdu. Bu yenilikler modern ödeme sisteminin temelini attı.

Zaman 2009 yılına geldi, ilk Bitcoin işlemi tamamlandı. Ancak, Kripto Varlıklar hala geleneksel ödeme yöntemlerinin yerini almadı. Küresel kredi kartı işlemleri yaklaşık 150 milyar dolar, önümüzdeki on yıl içinde iki katına çıkması bekleniyor. Bu arada, mobil ödeme gibi yeni ortaya çıkan ödeme yöntemleri de hızla gelişiyor, özellikle e-ticaret alanında.

İlginç bir şekilde, gelişmekte olan pazarlar dijital ödemelerde gelişmiş ülkeleri geride bıraktı ve doğrudan kredi kartı aşamasını atladı. Örneğin, Endonezya'da kredi kartı ağlarına erişemeyen birçok çevrimiçi tüccar var. Asya ve Güney Amerika'da birçok tüccar çeşitli nedenlerden dolayı kredi kartı kullanımına karşı duruyor.

Yüksek işlem ücretleriyle başa çıkmak için bazı tüccarlar Stripe gibi ödeme çözümlerine yöneldi. Ancak, bu tür hizmetlerin tüccarların bir banka hesabına sahip olmasını gerektirdiği hâlâ geçerlidir. Bu durum, kripto varlıklara, özellikle de stablecoin'lere fırsatlar yarattı.

COVID-19 pandemisi sırasında, sınır ötesi ödeme talebi patladı, stabil coinler, özellikle banka hesabı olmayan gruplar için uygulanabilir bir seçenek haline geldi. Latin Amerika'dan Güneydoğu Asya'ya kadar, serbest çalışanlar stabil coin ödemelerini kabul etmeye başladı. Stabil coinler sadece ödemeleri desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda sermaye kontrolünden kaçınmaya yardımcı olarak banka hesabı olmayanlara finansal hizmetler sunuyor.

Stablecoinlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, etrafındaki finansal hizmet ekosistemi de gelişiyor. Erken dönemde bazı merkeziyetsiz finans hizmetleri zorluklarla karşılaşmış olsa da, alternatif ödeme ve banka çözümlerine olan talep hala güçlü.

Kripto Varlıklar'ın potansiyel devrimciliği karşısında, geleneksel finansal kurumlar da aktif bir şekilde hazırlık yapıyor. Standard Chartered Bank, Nomura Securities gibi kurumlar kripto varlık şirketlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Charles Schwab gibi şirketler kendi kripto para işlem yeteneklerini oluşturuyor. Bu kurumlar daha sıkı risk kontrol önlemleri alarak işlem ve saklama hizmetlerini ayırıyor.

BNY Mellon, Fidelity gibi finans devleri dijital varlık saklama bölümlerine sahip, Nasdaq ise düzenleyici onay bekliyor. Wall Street'in şifreleme alanına girmesinin sadece spekülasyon için olduğu yönünde eleştiriler olsa da, en azından bazı kurumlar, kripto varlıkların sonunda kendi "Diner's Club anı"nı yaşayacağına inanıyor.